Babamın ben ilk Tarot'a başladığım gün verdiği reaksiyonu hiç unutamam:
"Neeeee seni bunun için mi 13 sene kolejde okuttum ben?
Verseydik küçükken bir falcının yanına bitseydi bu iş, ayıp yazık!!!
Annen arkadaşlarına ne diyecek???!!"
FMV Özel Işık Lisesi'nde okuyordum lise son sınıftaydım ilk ve tek (hep aynı desteyi
kullandım hayatım boyunca) Tarot Destemi Nişantaşı'nda bir kitapçıdan edindim.
O dönemde uzaylılarla ilgili çalışmalar da yapan bir grup ile çalışıyordum.
Onların desteği ile sezgilerim ve psişik konulara olan yatkınlığım artmıştı,
zaten bazı özelliklerimden dolayı beni onlar arayıp bulmuş ve "seçmişti".
18 yaşındaydım ve dünya dışı varlıklarla çok da kontrolümde olmadan bazen
bağlantı kurabiliyordum. Bu konu bende anaokulu zamanında başlamıştı, ailemi
çok uyarmıştım dilimin döndüğü kadar ama beni ne anlamışlardı ne de bana
inanmışlardı...
Durumdan korkmuyordum, hatta bunu seviyordum. Sonra Üniversite zamanı geldi,
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi zaten dünyanın en mistik mekanlarından bence...
İngiliz Edebiyatı'nda tam da işin içine düşmüştüm; Latince, Mistik kaynaklar,
William Blake ve Tarot, Melekler, Metafizik Eserler, Simge Bilim...
Tarot kartlarım olmadan sokağa adım atmıyordum.
Her yerde herkese yorum yapıyordum...
Okul sonrası gündüzleri reklam yazarı geceleri Spiritüel Danışman'dım artık...
Herşey böyle rutin ve güzeldi...
Bir gün 30 yaşıma geldiğimde bir TV kanalı canlı yayınlanacak "ses telepatisi"
programı yapmaya karar vermişti, canlı yayında yorumları yapacak kişi son anda
vazgeçince apar topar yayına ben çıktım. Sonraları çok yayınlara çıkacağımı daha
o zamanlar bilmiyordum... Yayını intihar etmek isteyenler, aşk acısı çekenler, parasızlığın
dibine vuranlar, kocası tarafından sürekli aldatılan ev kadınları, kimsesizler arıyordu.
Bu yaşam dersi kolej ve özel şoförlü yıllardan sonra bana çok iyi gelmişti...
Dünyanın 22 farklı ülkesi canlı bağlantı ile katılıyor ve
ses telepatisi yöntemi ile yorum alıyordu. Kanal kapandığı gün ve program bittiği gün
çok ağlamıştım, ilk defa bir işin bitmesi beni üzmüştü çünkü ben zaten hiç reklamcı
olmamıştım, ben Spiritüel Danışmandım. Kendimi bulmuştum.
Daha ileri seviyede dersler almaya başladım; astroloji, isim analizi, melekler, havas, quantum... Birçok hoca ile çalıştım ama son hocam beni gerçek anlamda "meleklerle" tanıştırdı. Bu arada yurt dışı seyahatlerinde, okulda, işte, her yerde 78 Tarot kartım binlerce kişi ile buluşup her gün enerjisini artırıyordu... 18 senedir aynı deste her gün benimle, onlar benden bile değerli "kartlarım"... Aslında onlar kart değil sadece; geçmişim, insanların umutları, acılar, beklentiler, semboller, bana eşlik eden enerjilerin güçleri, manevi araç...
Sonrası malum, yaşam merkezleri, başka sunduğum kişisel gelişim tv programları, konuk olduğum programlar, 4 kitap... Tarot için astrolojiyi, simgeleri ve okuma tekniklerini iyi bilmeniz gerekir. Zamanla kendi tarzınız ortaya çıkar ve gelişir. Güçleri olan biri ise asla sadece kartı okumaz, kartı açınca "hisseder"... Ben Rider-Waite serisini kullanıyorum. Bir kart okurken sadece ana sembol değil kartta detayda kalabilen bir simge de yardımcı olur. 4 element, zamanlama, ritüel, AY'ın evreleri önem taşır. Tarot karşılıklı bir paylaşım aslında, fal sistemi değil. Danışan ve danışman arasındaki enerji de çok önemli.
Seans esnasında telepati, bilgi alışverişi, akıl okuma, negatif enerjiyi alıp yerine pozitifi koyma gibi detaylar söz konusudur. Ana kader planı olduğu gibi, düşünceleriniz ile şekillenen değiştirilebilir yol planlarınız da vardır. Bu mistik yolculuk kendinizi tanımanıza da fırsat sunar...
Bugün karşılaştığımız insanlar, geçmiş yaşam şifası, melek danışmanlığı, enerji
çalışmaları gibi konulara bilinç geliştiği için daha çok ilgi duyuyor. Tarot benim
yaşamımda "ana amacımı" bulmama, kendimi tanımama, insanları anlamama,
başka boyutlara kanal açmama, diğer öğretileri de bilme heyecanıma eşlik etti,
yol açtı.
Ölmeden önce kartlarımı emanet etmem kişiyi bulmuş olacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.