Evlenecektik, söz vermişti!
Aniden gitti, oysa ki herşey süperdi!
Kendi yalvardı, peşimden koştu başta!
Ben hiç istemiyordum ilk zamanlar, o ısrar etmişti!
İnanmıyorum ya, hani aşıktı!
Açıklama bile yapmadan gitti, kapımda yatıyordu zamanında!
Çok tanıdık cümleler değil mi... Çok seviyordu ama gitti. Ne
kötü biri bu, hadi hemen O'nu suçlayalım! Suç sizde... Gerçekten. Neden mi? Hep
söylüyorum "açıklık bir işe yarasaydı, aşkta bu kadar çok acı
çekilmezdi".
Açık oldunuz, teslim oldunuz, sevdiniz ama gitti... Çünkü
istediğini aldı hem de çok kısa sürede, sürünmedi, heyecanlanmadı, acı çekmedi,
şaşırmadı, kafası karışmadı. O bunları almak için size bir zarf attı siz de
teslim olup O'nu sıktınız. Düz ilişkilerden veya düz aşık modelinden
bahsetmiyorum burada, söz konusu onlar değil, biz yaralı aşkları ele alıyoruz.
Gittiyse sorun vardır ve sorun aslında sizdedir. Birincisi, bu tip birini
yaşamınıza enerji, düşünce sistemi ve çekim yasası kuralları dahilinde siz
çektiniz. İkincisi, herkesin bir şifresi vardır, ilişkilerde bu şifrelere uygun
davranmanız gerekir, en azından aşk gerçekleşene kadar...
Başta fazla ilgi ve alaka gösteren zaten büyük ihtimalle
acelesi var "bir bakıp çıkacak" gibi bir sinyal verir. Aman dikkat! Ayrıca
daha dün bir bugün iki, neden bir anda bu kadar sevgi ve aşk patlaması, daha
işin başındayız? Bunlar dikkatinizi çekmeli. Evliliğe çok az vakit kala aniden
ayrılan çok çift tanıyorum. Aslında o ayrılığı son anda teklif edenin, ilk
günden kafasında var bu ayrılık fikri. Gerçekten isteyen birini işkence
yapsanız da yaşamınızdan çıkaramazsınız, aşk öyle bir duygudur işte. Sizinki
başta üstünüze atlarken sonra pat diye kendi kaçıp gidiyor? Gitti mi asla
aramayın. Sakın. O yaşanan süreç içinde samimi bir duygu geliştiyse zaten gelir
ki gelse de kabul etmeyin derim aslında...
Marifet, bu tipleri başta çözüp Onlar sıkılmadan şaşırtarak
ve usul usul Onları yaşamınıza almak. "Ya bu da diğerleri gibi çıktı"
derse hızla kaçar. O, değişik birşey arıyor, rutini kıracak birini, numarayı
yemeyen hatta numara ile gelen birini. Siz o musunuz?..
"Playboy" diye tabir edilen tipler bu gruba
dahildir aslında. Bunlar "play" konusunda çok iyi oldukları için,
başta yarattıkları sahte "tapma" duygusu çoğu kadınca hızla
benimsenir ve "evet, evet, evet, kendime aşık ettim ben bunu" diye
siz etrafta dolaşırken, o evde aynaya
bakarak "ya bunların hepsi mi aynı numarayı yer" diyerek kahkaha
atmaktadır...
İstanbul'un yetiştirdiği ünlü Playboy Cem, zayıf, güzel,
alımlı, kibirli, kendini akıllı sanan, botokslu ve botokssuz çoğu kadınla birlikte
olmuştu... Şehir "Cemzede"ler ile dolup taşmıştı... Başta atak ve
aşırı ilgili, hediyelere boğan ve her gün sms rekorları kıran Cem, aniden
ortadan kayboluveriyordu. Tüm aşkları yarım kalıyordu. Arkasından falcı ve
psikologlar epey bir para kazanıyordu... Günlerden bir gün Cem, balıketi,
fakir, entellektüel, dürüst bir kıza denk geldi bir iş ortamında. Cem bu kızı
da bir macera olarak görmek istedi, aynı numaraları bu kıza da uygulamaya
başladı. Kız Cem'in aşırı tutkulu ve ilişki isteyen tavırlarına şaşırsa da
aldırmadı. Cem sonuç alamadıkça kızın arkasından gitti. Arada başka kızlara da
gitse Cem'in aklı bu kızdaydı. Kız, gizeminden hiçbirşey kaybetmedi, bazen
görüştü Cem'le, bazen hayır dedi, bazen ima ederek yüzüne gülümsedi, bazense
alay etti. Cem'in aşk yasalarının dışına çıkan kız Cem'in tarzı olmadığı halde
kafa karıştırarak Cem'i sürüklemeye başladı. Kız, otobüse biniyordu ve bunu
gizlemiyordu, Cem'e maddi sıkıntılarını anlatıyordu, hatta Cem'in normal
şartlarda asla ilgilenmeyeceği sanatsal uğraşlarını... Cem "ben bu kızı ne
ile etkilerim" derdine düştü zamanla ve kendi bile bilmezken bu kıza
kapıldı. Günlerden bir gün, kız Cem'i terk etti. Açıklama yapmadan, kız artık farklı
yaşam tarzlarından gelişleri nedeniyle sürmeyeceğine kendini ikna etmişti.
Cem'in sadece kendinden farklı birine geçici olarak heyecan duyduğunu düşündüğü
için kendisi ile bir süre için birlikte olduğuna inanıyordu ve aşkı geçici
sanıyordu. Ayrılığa hayır demedi Cem başta, uzun zamandır ilk defa
bırakılıyordu, bir de "gitme" derken yanında birşeyler daha
söylemeliydi, ama ne... 3 ay süren ayrılık sürecinde Cem başka kızlarla kısa
kısa ve hiç zevk almadığı ilişkiler yaşadı. 3 ayın sonuda, kızın işyerine gitti
bir akşamüstü aniden. Kıza sokağın ortasında:
"Seni seviyorum" dedi. O kadar inandırıcı, yalın,
direkt, dolambaçsız ve etkileyici söylemişti ki başka hiçbir şey eklemesine
gerek yoktu. Şu an evliler.
Bu öyküden çıkan
dersler:
1. Fark yaratın.
2. Samimi ama gizemli olmak "aniden terk edecekmiş gibi
duran" tiplerde iyi bir taktiktir.
3. Kendiniz olun, gereken yerde risk alın, çok gerekiyorsa
terk edin.
4. Merak uyandırın.
5. O'na kendini ayna gibi yansıtın. Sizde bunu bulursa
büyülenir.
TUĞÇE IŞINSU ile BİREYSEL
"TAROT, GEÇMİŞ YAŞAM ŞİFASI-REGRESYON, MELEK TERAPİSİ,
KİŞİYE ÖZEL AŞK-PARA TILSIMI" SEANS RANDEVULARI için mesaj atabilirsiniz: facebook.com/tugce.isinsu, facebook.com/tugceisinsuOFFICIAL
KİŞİYE ÖZEL AŞK-PARA TILSIMI" SEANS RANDEVULARI için mesaj atabilirsiniz: facebook.com/tugce.isinsu, facebook.com/tugceisinsuOFFICIAL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.