14 Mart 2021 Pazar

SENDEN YANSIYANLAR, BUGÜNKÜ GERÇEĞİN OLDU.

 

Her şeyi bilerek geldiğin bu dünyada, sadece gerçek sen’e geri dönebilirsen kazanmış olacaksın. Öz’e dönmek, öz’de kalmak esastır. Sadece sana ihtiyacın var başarmak için. Kimden güç alırsan, o kadar güç kaybedersin. Gücü kendinden al. En sonunda atlatmak da, başarmak da, aşmak da seninle ilgili olur. O çok zor anlar, etrafında binlerce kişi bile olsa “tek” yaptığın bir şeydir. Yalnız gelir yalnız gidersin bu dünyadan, bu yolda yaşamında olan insanlar bile “sensin”. Senden gelen, senden yansıyan, sana seni gösterenlerdir hepsi.

Değmeyecek insanlar için neler yaptın… Tüm onları kendin için yapmış olsan kendi bir yıkılmaz kalen olacaktı. Asla geç değil, şimdi keşfet ve ilerle. Seni senden çok düşünen olmaz, herkes geçici ama senin en uzun ilişkin yine seninle. Acıları saracak güç ve bilgelik yine senin içinde. Dertler seni başka bir yere taşıyacak, ama en çok da kendini bulup sana geri dönünce tüm dertler artık senden gitmiş olacak.

Başkalarında beklediklerin… Biliyor musun onlar aslında senin senden beklediklerin!

Başkasının olmasına, anlamasına, değer vermesine, gelmesine, kattıklarına sandığın kadar ihtiyacın yok. Senin her şeyden sana artık çok ihtiyacın var.

“Sevgili Ben…

Sen beni hiç bırakmadın ama ben seni bazen çok unuttum. Başkalarını senden üstün gördüm. Seni onlardan üstün tutamadım. Senin en değerlim olduğunu çoğu zaman unuttum… o gün orada hayır demem gerekirken, evet dedim. Sana haksızlık yaptım. O insanlar, o olaylarda sana haksızlık yaparken bun tüm bunlara izin verdim. Seni koruyamadım çoğu zaman. Sana değersiz hissettirenlere hayır diyemedim. Tavizlerin seni durdurmasına izin verdim, sana gereken ilgiyi vermedim. “Gidin” diyemedim o yanlış insanlara. Sana iyi gelebilecek şeyleri ikinci plana attım. İnsanlar seni anlamadı, seni o yanlış yerlerde hala tuttum. İkinci planda kalmana göz yumdum. Seni yüceltecek yerde belki söyleyemedim ve yanlış yerlerde sustum. İlk o gün orada kötü hissettiğinde, “kalk gidelim” diyemedim. Katlanmanı seçtim, sana ben katlan dedim. Kaybetme korkusu ile seni gölgeledim, senin başarmana engel oldum ben. Sevgili ben, aslında senden önemlisi yoktu. Ben ise bazen başkalarını önemsedim. Başaracakken sen, ben seni durdurdum. Bazen senin ağlaman hatta haykırman gerekirken, ben seni durdurdum. Seni susturdum. Bazen özgür, saf hatta çılgın olabilecekken sen, ben senin kapını kapadım. Sen eşsizdin, ben ise başkalarını dinledim… Bana sen o gün bir şeyler diyecektin, ben seni dinlemedim.” Bunları şimdi kendine oku, iki elinle boynuna sarıl ve af dile. Senin, senden önemlin yok. Olumlama: Sevgili Ben; kalk gidiyoruz şimdi ve tüm zamanlara doğru mucizelere doğru, değerli ve mutlu olarak…

Kapıyı kapatma. En sonunda kazananlar daha çok kazananlardır. Çok zorlu süreçlerden geçmen umudun ve mutlu sonun seni bulmayacağı demek değil. Bir yere gitmen gerekmiyor, kendinden başka. Birinden istemen gerekmiyor kendinden başka. Nereye gitsen, aslında karşına yine sen çıkar. Sevmelerin en büyüğü de en zoru da kendini sevmektir. Kendini sevmeyip zamanla değer kaybeden insan, hep dışarıda onaylanmayı sevilmeyi ister. Bunu alamaz ama çünkü o kendini sevmediği için insanlar bunu bilir, sezer ve ona istediğini veremez. Kendine geri dön. Senin asıl hikayen de böyle başlayacak.

İyi ki varsın. Buradan başla, sen olmasan bir çok şey olmazdı. Hatalarına ve seni yalnız bırakanlara şükret, ne çok şey öğrettiler sana. Neyin eksikse, gücün de oradan geldi aslında. Tüm o yaşadığın acılar şimdi yükselişin olacak. İyi ki öyle oldu.

Acıların yıkamadığı sen, acılar ile bugüne geldin. Onları reddetme, hepsini de sen seçtin. Hayat bile geçici, demek ki acı da geçici. Geçici olana çok da fazla prim verme. Kalıcı olan sensin, senin sana dönmeye ihtiyacın var. O çok etrafta aradığın gücü artık kendi içinde bulmaya ihtiyacın var. Neye çok ihtiyacın varsa, onu kendi içinde ara. Sana samimi gelmeyen her şeyi eleyecek kadar güçlü ol. Bencilleri ve mutsuzları ele. Seni, kendi istediği gibi görmek isteyen bencilleri ele. Yanlış insan için boşuna uğraşma, sen onu değiştiremezsin. O kendi uyanışına yakın olduğu gün değişir, onu değiştirme çaban bile kendini sevmemen. O zamanı da kendine ayır. Sen, sana lazımsın.

Kötüye tepki bile vermek, o olayın içine girmektir. Kötülüğe dahil olmaktır. Kesip at, enerjini orada tutma. Acı çeken ne çok insan var, kendilerini başkalarının mağduru olarak görüyorlar. Oysa ki onlar kendilerinin mağduru. Kendilerine gereken değeri vermek dışında her şeyi deniyorlar ama olmuyor. Ana konudan uzaklar çünkü… Şaşırma ve tepki verme. Dönüşüm budur, dönüş aynı kalmadığını fark edeceksin.

Değmeyeceğini bildiğin halde gitmemek… Olmayacağını bildiğin halde yine de sonuna kadar denemek… Dünya’daki bu çok değerli zamanını telef etmek… Bunları bırak, bugün ve hatta şimdi. Akıp gitmesin senin değerlerin, elinden geleni yaptıysan daha uzatma. O çok fedakarlık yaptıklarının hepsi, senin onlar için yaptıklarını sence sana yapanlar mıydı… Yoksa yine boş yere mi değer verdin?.. Senin yerine başkasını koyabilenler, senin için yanlış kişilerdir.

Sen her şeyi bal gibi de atlatırsın. O kadar insan sana yanlış yapıp seni yalnız bırakırken seni aslında her şeyi atlatacak hale getirdi. Seni buraya kadar o hatalar taşıdı. Kendine yetebilmen senin zirven. Yalnızlığınla barışıp gelenler ise gerekten sana ait olan enerjiler. Kimseden bekleme, kendinden bekle. Olumsuz kod’layan insanlar seni anlamaz. Onlar zaten kendi limitleri ile konuşur. O limitleri sana işlemelerine izin verme. Onlar sen değil. Sen onlarla var olmadın. Kimseyi de çok fazla yaşamının merkezine koyma. Dönüşüm bir şey bitince, yerine artık hızlıca yeni bir değeri koyabilmektir. Boşluğu uzun süre tutmamaktır. “Ne olursa olsun mücadele ederim”ci olma artık; değerse yap. İtiraf et, ne değmeyecekler için neler yaptın… Enerjini çaldılar, kullandılar, haksızlık yaptılar. Bir his vardı iinde, aslında sen de biliyordun sonu kötü gelecekti… Yine de yaptın bilerek. Neden: çünkü değersizlik yakanı bırakmıyordu. Sen değiş ve artık her şey değişecek. Göreceksin…

Şikayet etme, isyan etme. Teşekkür etmediğin hayat sana mucizeyi sunmaz. Şükret ki Allah bugün de nefes almana izin verdi. Buradasın, demek ki umut da var şans da… Vicdanın temizse, şükrediyorsan, samimi bir kalp ile yol alıyorsan doğru akıştasın. Bulması gereken seni bulur. Zor zamanında yanında olmayan herkes, sana daha güçlü olman için bir fırsat sundu. İçinden gelmeyeni yapmamak büyük bir yükseliş ve özgürlüktür. Olmayanı da zorlama. Olacak o kadar çok şeyin varken… O olmayacağı zorlarken, enerjini boş yere harcarken hayatından çalıyorsun.

Hak etmeyen insanlar için çabayı kestiğin gün, başka ve doğru bir akışa geçersin!

Kimin için değişirsen, zaten ilk onu kaybedeceksin. Kendine geri dön; sen kendin böyle çok güzelsin. Neden seni zaten tam da olduğun gibi istemeyenlerin peşindesin?.. Bu reddetme senin kendine en büyük ihanetin olur. Kimse için değişme. Kendin için kendin kal. Değişirsen kimse seni daha çok sevmez. Değişirsen çünkü sen zaten kendini sevmemiş olursun! Bu halde de kimseye bir şey zaten katamazsın.

Sabır eksiklik, siliklik değildir. Sabır bilmek ve olacak diye zaten beklemektir. Sabrettin, demek ki en değerli olanı yaptın. Gereksiz olanı sil. Yer kaplayıp seni karıştırıyorlar. Bitirmeyi bil ve bitişlerden korkma. Her bitiş yeni kapıyı da aslında açarak gider. Mücadelen şu olmalı: “vazgeçmemek ve kendini hep gerçekten en önemli yere koymak”. İki kişilik sevemezsin artık, o kendi payına düşeni sevmemiş… Hayatına sahip çık. Üstüne düşeni bile yapmayanları sevgiyle gönder. Mecbur hissederek yaşanmaz hayat. Şüphe ediyorsan, yanılmıyorsun. Şüphe varsa, içten gelen o mesaja kulak as. Zaten sezgilerine güvendiğin kadar varsın. Cesaret iç sese güvenmekle başlar.

 

NEYE DİRENÇ GÖSTERİRSEN, O HAYATINDA DAHA ÇOK KALIR.

Bırakmak çok değerlidir. Bu bir imtihandır ve içinde birçok yaşam dersi vardır. Direnç gösterdiğin alanda sen dönüşünce, saf ve olması gereken sen ortaya çıkacak. İhtiyacın olan da bu. Nasılsa o derdi aşarken en sonunda yine tek ve yalnız olacaksın, o nedenle bırakmaktan da yanlış kişilerden kurtulmakta da bu kadar korkma. Kendinden bekle, başkalarından değil. Hazırsan, senin olan her şey sana çekilecek. İstemediğin halde, evet dediğin her an başka bir şansı, sana gelecek bir yeniliği sen yok ediyorsun. Hata yaparım diye de korkma, hata bir öğreticidir. En büyük hata, hamle yapmamak hiçbir şey yapmamaktır. Kendini hiçbir şey için feda edemezsin. Kendine geri dönmelisin…

 

Uğraşarak Düzeltmek mi…

Kendini sevip vazgeçip Kurtulmak mı…

 

Onu düzelteceğine kendini düzelt, böylece bu tip kişiler artık sana gelmez.

Bencillik değil bunlar, kendini sevmek sadece.

Yanlış insanlara bu kadar doğru yapılmaz, onlar anlamaz. Anlasa böyle olmazdı.

Denedin, bu vicdanını rahat tutar.

Sürekli devam etmen gerekmiyor fedakarlığa…

Değişmiş gibi yapıp belki de aynı yere dönecek, risk alma.

Önce kendini seç.

Değdiğine emin misin, yoksa başladık bir kere bu yola diye sürüklenip duruyor musun…

Enerjini çalıyor, sen buna sevgi mi diyorsun…

Gitmekten korkma, kendine geri dönmüş olacaksın.

Yaşam dersi için geldi belki de, bu kadar kalıcı sanma.

Senden aldıkları ile besleniyor, bu seni sevdiği anlamını taşımaz.

Bahanesi çoksa, sevgisi azdır.

Başkası üzülmesin diye kendini üzmek dev bir hapishanede yaşamaktır.

Yalnız bırakınca, o kendi gücü ile yola devam edecek. Bu ona tanıdığın bir şans.

Geriye dönüp baktığında; iyi ki öyle yaptım yol yakınken kesip attım diyeceğin bir anı olmalı bu.

Emin değilsen; sürdürme.

Sevgi sözle değil, davranışlarla olur.

Kal dediğin kişi gitmek istiyor; hayat seni o zaman işte yoruyor.

Fazla çaba zaten kaybetme korkusudur.

O kaybedişin içinde senin için gizli kazançlar olacak.

Attığın her adımda, doğru ve samimiysen Allah seninledir. Yalnız değilsin.

Gücünü, kendini, yapabileceklerini hafife alma.

“Ben bunu hak edecek ne yaptım” yerine, “bu olay bana geri kalan yaşamımda kullanacağım yaşam dersimi verdi”yi koy.

Kolaylık ve ferah da, o zorluğun içinde saklıdır.

Kendini vazgeçilmez sanabilen kişi, sana haksızlık yapacaktır. Sen onu vazgeçilmez görürsen daha büyük hatalar yapacaksın. Bunlar sevgi değildir. Sen ise hep saf sevginin peşinde ol. Onu bulacaksın.

Seni hak etmeyen birini kaybetmek diye bir şey yoktur. Ondan kurtulmuş olmanın mutluluğu vardır ancak!

Kimse vazgeçilmez değil. Sen senin için vazgeçilmezsin sadece, bu senin hayatın ve sen senin için teksin.

Nasipte olan zaten kendini belli eder, şüpheli gelmez sana…

Senden aldığı için seninle olan, sana asla hayırlı gelmez. Sana hep vererek sende kalmaya çalışan da bu yolla seni yönetiyor, dikkat et.

Hiçbir şeyi kesin olarak düzeltemezsin dış dünyada belki. Kendini ise kesin olarak düzeltebilme gücün var. Kendi üzerinde tesirlisin çünkü… Bunu yaparsan zafer senin.

Sana aslında hiç gelmemiş birinin, kalıcı olmasını da bekleme.

Hep bir mucize bekliyorsun ya… O sensin zaten.

 

DÜNYANI YENİDEN OLUŞTUR

GÜÇ olduğunu düşünürsen güç olur. Hafife al yeri gelince.

Sessiz ve dingin kal; bunun içinde sırlar gizli.

Hiçbir şey yapmadan önce, ilahi rehberliği al. İçini ısıtan fikir doğru.

Kendine güç kat, gücünü alanlara kapat dünyanı.

Kendini bil.

Yaşamının lideri ol; en doğru zamanda harekete geç.

Enerjiler ile işbirliği yap.

Sen çaresiz kalınca “gizli sen” açığa çıkar ve yardıma koşar.

İçinde bir güç gizli, sıra dışı bir durumda seni karşılayacak.

Hep de acı çekerek zafer kazanmak diye bir şey yok…

Geride bırak bir şeyleri; yük gidince yolun açılacak.

Kendi ışığın ile aydınlan; ödünç ışık geçici güçtür.

Seni yukarı çıkmaktan alıkoyan, eski şeyleri aşağı doğru atmaman…

Bir an için yenildiysen, bunu genele yayma!

Akışa izin ver, kendini sınırların dışına koy.

Şans inanırsan kapını çalar. Kodlamalarını gözden geçir.

 

BİR KERE ÇOK KORKTUĞUN BİR ŞEYİ YAPAR VE BİR ŞEYİ SONLANDIRIRSIN. SONRA KORKUNUN KENDİSİNDEN KORKTUĞUNU VE ASLINDA BU EYLEMİN NE KADAR BASİT VE NE KADAR SEN OLDUĞUNU KENDİNE İTİRAF EDERSİN. SONRA DÖNÜŞÜM BAŞLAR, AKIŞ GELİŞİR, KAPI AÇILIR… HER ŞEY EVET İŞTE BU KADAR BASİTTİR.

ACININ YERİNE DAHA BÜYÜK ŞEYLER KOYARAK, ACIYI HAYATINDA YOK ET.

DÜŞÜNDÜĞÜNDEN ÇOK DAHA FAZLASI OLDUĞUNA İNAN.

KENDİNİ BİR YERLERDE ARAMA, KENDİN OLMAYA CESARET ET. ARADIKLARIN ZATEN BÖYLE GELİR.

GÜCE SAHİP OLMAK İÇİN, SENİ NEYİN GÜÇSÜZ KILDIĞINI BUL. KÖKTEN AT.

EMİN OLMADIĞINDA, YÖNLENDİRİLMEYE BAŞLARSIN. BU SENİ YOK EDER.

BİRİLERİNE SORUYORSAN, EMİN DEĞİLSİN DEMEKTİR.

KARAR VERMİŞ EMİN BİR RUH, ARTIK O KONUDA FİKİR BİLE SORMAZ…

SENİ KORKUTMAK İSTEYEN NEYSE… ONU ÖNEMSEMEDİĞİN ZAMAN BESLENEMEZ VE ARTIK HAYATINDA ÖNÜNE ÇIKIP SENİ ETKİLEYEMEZ.

DOĞRU OLDUĞUNA KESİN OLARAK İNANDIĞIN ŞEYLERİ KOVALA.

 

ÖZEL TEKNİK “HİS YÜKLEMESİ”

Hiç bilmediğin, tatmadığın bir konuda gereken hissi kendine yükleyerek, dileğini yaşamına çekebilirsin.

His yüklemeleri, şifa ve dönüşüm sisteminin en güçlü tekniklerinden biri olup, kişide çok hızlı ve kalıcı değişim başlatır.

Biz, bilmediğimiz, tatmadığımız, yaşamadığımız bir duygu ya da durum hakkında herhangi bir bilgiye veya hisse sahipmişiz gibi gereken kodu gireriz. Enerji dönüşümü de girilen koda uygun olarak bu konuyu yaşamımıza çeker.

Fizik kanunlarına göre, evrende bulunan her şey kendi frekansında titreşen enerji parçacıklarından meydana geliyor. Buna düşüncelerimiz ve duygularımız da dahil. Bizler hangi frekansta titreşim yayıyorsak, bizimle aynı frekansa sahip insanlar, olaylar ve durumlar başımıza gelir. Benzer enerjiler birbirini çeker. Hak etmediğimize inandığımız, düşündüğümüz şeylere asla sahip olamayız, layık değilim diye düşünülenler bize ulaşmaz. Bilinçaltımızda kayıt ettiğimiz durum ve sonuçları deneyim ediyoruz.

Bu enerjiyi indirme ve kodlama yöntemi ile onayı verip “tamam” dediğinizde ya da bunu yazdığınızda, bu hisler kanallık ile bilinçaltınıza, inanç düzeylerinize inerek sizinle titreşime yani etkiye ve sonuca girer.

His yüklenir, bilinçaltı bu hissi tanımaya başlar. Aslında tüm hisleri içimizdeki bilge bilir ve tanır. Doğarken size her şey aslında öğretilmiştir. Hisler tam olarak yüklendiğinde bu hisse uyan aynı frekanstaki sonuçlar hayatınıza çekilir ve enerji tamamlanır.

Mesafeler önemli değildir, önemli olan ‘ONAY’ vermektir. Oldu bilmektir, kod net girilince zaten konu tamamlanır…

 

Örnek:

“Şifanın nasıl bir his olduğunu artık biliyorum ve anlıyorum, hissediyorum
Şifalanmanın nasıl bir his olduğu bende tanımlı
Şifaya inanmanın güvenmenin nasıl bir his olduğunu keşfediyorum
BİLİYORUM VE ANLIYORUM, UYUMLANIYORUM” bu kayır bir örnek olabilir…

POZİTİF HİSSİN BİLİNÇALTINIZA YÜKLENMESİNİ İSTİYORSANIZ “EVET” DEMENİZ YETERLİDİR. Onay verince sistem çalışmaya başlar. Unutmayın ki bilinçaltı komut alır ve yürürlüğe koyar.

 

Her şeyi yaratan Allah kuluna aslında kod’ladı. Esma zikirlerinin içinde bile bu kodlar gizlidir. Allah katında ilk var olduğumuz an’da bize Yaratan tarafından dünyada kullanacağımız hisler ve duygular zaten verildi. DNA ve genimizde yüklü bu kodlar ve biz bu duyguları bilerek hayata geldik. Zamanla unuttuk, şimdi tekrar bu çalışmalarla hak ettiğimiz yaşamı geri almak istiyoruz.
Dünyaya gelip yaşamı deneyimledikçe, ilk andan itibaren ilk olayla başlayarak bu hisler duygular karşımıza çıktıkça DNA’mızdaki eşleştirmelere bakarız.

Theta beyin dalgalarını kullanarak sizin bilinçaltınıza DNA kodlamalarınızın olduğu bölümlere girilir.
Sizin her şeyi Allah katında yüklenmiş olan hislerinize duygularınıza ulaşılır, saf kayıtların olduğu bölüme gelinir. Gerçek ve şifa burada zaten gerçekleşir…

Bu çalışmada zaman veya mekan önemsizdir. Mesafe olsa da aynı etki sağlanır…

Yapılan araştırmalarda beynin çeşitli dalga boylarında yayın yaptığı bulunmuş ve haritalamaları yapılmıştır. Bu dalga boyları özetle beta, alpha (alfa), theta (teta), delta, gamma olarak adlandırılmıştır.

Theta dalga boyuna derin meditasyon hali denebilir. Ayrıca REM uykusunda, yani rüya gördüğümüz uyku bölümünde iken de theta dalga boyundayız.
ThetaHealing uygulayıcısı kişinin bilinçaltını theta dalga boyuna ayarlar ve uygulama esnasında bilinçaltındaki olumsuz kayıtları, kişinin sözlü izni ile, olumluya çevirir. Bu teknik ve uygulama sadece bir alettir, araçtır. Gerçek mucize ve etki siz kendinizsiniz.

 

Bilinçaltına gereken hissi tanıt ve çekmesine izin ver!

Her şey bir enerji ve titreşimden oluşur.

Geçmişten gelen bir çok kayıt bilinçaltımızda.

Frekans alanında neler biriktiyse, aslında şu anda ona uygun bir yaşamın var.

His yüklemesi; bilinçaltına o hissin tanıtılmasıdır.

Farkında olarak/olmayarak artık o hisle eşleşecek kişi/konuları çekmeye başlıyorsun…

Derin ve güçlü meditasyon halinde kayıtlar giriş yapılıyor.

Yüklediğin yeni öğreti bu şekilde yeni hayatını oluşturuyor.

Yargı, genelleme, negatif kalıpları geride bırakan bu teknik sadece olumluya yer açıyor.

Bu yol ile hayatı boyunca bilmediği hissi kişi, bir anda tanıyıp hayatına farklı deneyimleri çekebilir.

Theta seviyesinde, bilinçaltınızda ulaşmak istediğiniz hedefinizin gerçekleşmesini durduran negatif kök inanç çıkarılıp boşalan yerlere pozitif inançları yerleştirir. Bu inançlar atalarınızdan gelen miras, genetik kodlar, anne rahminde geçirdiğiniz dönem, bebeklik ve çocukluk dönemi, eski bilinçli ve bilinçsizce kayıtlar olabilir... Yeni yerleşen inançlarınızın kalıcı olması, his olarak da tüm inanç seviyelerinize yerleştirilmesi ile mümkün. His kalıcılık sağlar… Püf nokta bu çalışmada, bilinçaltının theta seviyesinde kalması.

Bilinçaltında sır ve gizem yatar. Dönüşüm de zaten bu yolla ve burada başlar.

 

KENDİNLE KARŞILAŞMA MEDİTASYONU 1

Sevimli, ılık, güzel ve küçük bir sahile doğru bir yolculuk başlat…

Gözlerin kapalı, rahat bir ortamdasın…

“Tam da şu an itibariyle, geçmişi sevgi ile bırakıyorum. Tüm zamanlara doğru şifayı tüm hücrelerimle yaşamımda kabul ediyorum. BEN şifayım, ben sevgiyim. Her şeyden net olarak arınmış bir şekilde dönüşüme büyük bir adım atıyorum.” dedikten sonra, o kumsalda yürümeye başla.

Her bir adımı hisset.

Her adımda kumları, kumun verdiği hissi yaşa…

Meltem esiyor, yanaklarını okşuyor… Çok sakinsin ve iyi hissediyorsun.

Sağ tarafa doğru ilerle, orada bir mor plaj havlusu var. Üzerine uzan. Şu an en çok neyi bilmek, öğrenmek ya da hayatına katmak istiyorsan ona odaklan. Gökten, bilinmeyen bir noktadan senin kalbine doğru bir ışık tüpü uzanıyor şimdi… Bu ilahi tüpün içinde senin tam da ihtiyacın olan bilgiler mevcut. Sevgi ile kabul et, içi ışık dolu bu tüp sana doğru ihtiyacın olan tüm rehberliği akıtıyor. Geleni al, gelen saf enerjidir. Bilgi, his, vizyon, imgeler, resimler, iç biliş… Hepsi doğru, ilk gelen doğru. Kalbin dolduğu zaman, bunu his ile bileceksin. Senin için tamam olduğunda, şimdi doğrul havludan kalk. Bir bulut seni almaya geldi. Sevgiden oluşan bu buluta bin; göğe yükselme zamanı. Yüksel yüksel, daha da yukarı… Altın kapıya gelinde dur. Kapıyı incele; nasıl bir kapı bu. Sana nasıl bir his veriyor, mesaj ne olabilir… Kapıyı it… Kapının ardında seni bekleyen bir sahne var. Sahneyi olduğu gibi kabul et, yönetme, bir şey katma. Olanı al. Bu benimdir, bana gerçeği vermek içindir diye inan. Hepsini seyret. Olduğu gibi olduğuna inan.

Sahne ve orada gördüklerini geri kalan yaşamında, her şeyin bütünün hayrına olacak şekilde kullanacağına söz ver. Bitince kapıyı kapat. Orada ne varsa, bir ışık topu yap, kalbine göm. Şimdi aynı bulut tekrar seni almak için geldi. Buluta bin, en çok hangi hissi bilmeye ihtiyacın var? Zenginlik, şanslı olmak, aşk, güçlülük hissi, sıra dışı deneyim… “Şimdi bu hisse tüm benliğim ve inancımla kalbimi açıyorum, bu his yaşamıma geliyor, bu his artık bende var.” diyerek ve ardından çok net bir “EVET VE ÖYLE DE OLDU” diye ekleyerek konuyu tamamla ve mühürle.

Bulutun üzerindeki seni şimdi bir ışık topu yap ve evrene gönder.

Meditasyon bitince bilmeni kuvvetlendirecek YA ZAHİR YA AHİR YA BATIN esmalarını çokça çek…

 

KENDİNLE KARŞILAŞMA MEDİTASYONU 2

Nefese odaklan ve gözlerin kapalı.

Derin nefesler al ve ver. Şimdi nefesini tut 5 sn… Ve kademeli olarak ver…

Bunu 7 kere yap, bitince hazırsın.

Gece oldu, gözlerin kapalı. Gizemli bir ormanda geziyorsun. Eski evi bulunca dur.

Eski evin kapısını aç. Evin ortasında dur. Neler dikkatini çekiyor, eşyalar nasıl, tanıdık mı ortam değil mi, detaylar nasıl. Her şeye hakim ol, anla, bilme haline gel.

Şimdi tam önünde evin ortasında bir koridor var. Koridora yaklaş ve tam başında dur. “şimdi ve tam zamanlara doğru, kendimle, bilmem gerekenlerle, ihtiyacım olan hislerle karşılaşmaya hazırım” diyerek koridorda yürümeye başla. Duvarlarda asılı boş tablolar ve çerçeveler var. Her birinde insanlar, sahneler, resimler ya da yazılar belirecek. Her birini tek tek incele, anla ve gelen tüm mesajları en saf halinle kabul et. Şükret, teşekkür et.

Koridorun bitiminde bir kapı olacak. Bu kapı bir odaya açılır. Kapıyı it. İçeride bir kişi bekliyor seni ve sana bir not uzatacak. Notu al, oku. İyice anla, mesajı tam olarak keşfettikten sonra ışık topu yap ve orada kalbine göm. Evde işin bitti, şimdi orman yoluna geri dön. Ormanda bilge ağacı bul. Yaşlı ve çok büyük, onu bulunca onun o olduğunu his yolu ile bileceksin.

Ağaca sarıl. Şimdi bu dünyada en çok neyi bilmek istediğine odaklan. Hangi hissi seçiyorsun; hangi hisse ihtiyacın var. Bilgelik, başarılı olma, bolluk içinde olmak, zayıf olma hissi, zafer hissi… Kendi hissini seç. Tam da bilge ağaca sarılırken, artık bu seçmiş olduğun hissi hayatında kabul ettiğini onayla “evet” de ve konuyu mühürle. Gün içinde, günlük yaşamda, gittiğin her yerde detaylar karşına çıkacak. Unutma, insan doğarken her şeyi bilerek doğar. Her türlü bilgi insanda zaten kod’ludur. O his seni yakalayacak ve artık sana kendini tanıtacak, sen onu yeniden hatırlamış olacaksın.

 

ÇALIŞMALARI YAPARKEN DEVAMLILIK VE ASLA VAZGEÇMEMEK NEDEN ÖNEMLİ…

Bu bölümü aktarabilmek adına küçük ama etkili olduğuna inandığım bir anımı paylaşmak istiyorum.

96 kilodan 38 kilo verip 58’e düşme maceramda, geceleri tok tutan esma-ül hüsnaları çekerken bir yandan da eğer Dolunay veya Yeniay gecesi ise ay ışığı altında yürüyordum. (Zayıflama konum eski kitaplarımda var) Bir gece kulaklık da takmıştım bir yandan bir şey dinliyordum, esmayı çekerken bir an için çok dikkat edemedim ve gecenin karanlığında bir tümsek nedeniyle yüz üstü düştüm. O anda yaptığım işe çok odaklanmıştım, sanki okumalar ve inanma şeklim tüm benliğimi etki altına almıştı. Çok kötü düşmüştüm. Kanama da olduğunu anlamıştım fakat bana bir his gelmişti o anda “çok iyi gidiyordu etki olarak ve sanki o anda her şeyi yarım bırakırsam yarıda kalıp bir daha asla bu konu tamamlanmayacaktı”. O sıralarda 96’dan 70’li kilolara inmiştim. Şimdi bırakırsam, yarım kalacak inancı nedeniyle o halde ilk olarak hastaneye gitmeden zikri ve ay ışığı banyosunu tamamladım. Hastanede hatta doktor haklı olarak neden geç geldiğimi sorguladı, bana kızdı. İstemek ve inanmış olmak çok büyük bir güçtür. Tereddüt olmamalı. Sen bir yola baş koyduysan, seni oradan hiç kimse ya da önüne çıkan hiçbir engel zaten geri alamaz. Kilo vermek ilk bakışta değersiz ve yüzeysel bir konu gibi görünebilir; verilen 38 kilo bile olsa. Buradaki konu kilo değildir, kilo bir semboldür. Fazla kilo, geçmişi, değersizliği, eski yükleri, değersiz hissetmeyi, kendini sevmemeyi, bırakamamayı simgeler. O kiloyu verirken sen, aslında bir şeyi yani hayatındaki bir dönüm noktasını da geride bırakmış olursun. Gerçekte yüzeysek gibi görünüp ama aslında hayati olacak bir dönüşüm deneyimi içindeysen istikrara inan. Vazgeçme, bırakma, ara verme, engel çıkınca durma. O gece dizlerim, ellerim, yüzüm kanarken beni devam ettiren şey zayıflama arzusu değil “enerjinin” ta kendisiydi. Enerji akmaya başlayınca bunu zaten anlarsın, seni hiçbir şey tutamaz.

 


 Seans randevusu ve tılsım siparişi için: 

0535 3079528
Bilinçaltı Dönüşümü
Geçmiş Yaşam Şifası
İlişki Şifalandırması
Bereket Çalışması
Çakra Açma
Kişiye özel Spiritüel Enerji Uygulaması
Aşk Şans Bereket Dilek TILSIMLARI
Instagram: tugceisinsu
Twitter: tugce_isinsu
Facebook: Tugceisinsuofficial

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.