KENDİNİ GERÇEKTEN SEVMEK VE MUCİZELERE GEÇİŞ
Bir şeyler
olmasını bekleme kendini sevmek için. Tam da olduğun gibi kendini kabul et ve
sevmeye başla şimdi. Neysen osun ve olduğun gibi güzelsin. Başarınca, kilo
verince, değişince, para kazanınca, bir hedefe varınca kendini sevmek değildir
sevmek gerçekte… Şimdi sev, ne kadar kötü veya yıkık ya da yetersiz olursan ol,
şimdi sev olduğun gibi.
Ne yaşıyor
olursan ol, ardında kendini sevmeme var. O yaşadığın olay, konu, hastalık,
ayrılık her neyse sen aslında kendini sevmediğin için oldu. Şifalanman durumu kabul
etmen ve ardından kendini sevmenle başlayacak… Destek sensin, destek içinde.
Hayatının içindeki sorumlulukları sen alacaksın önce. İçsel gücünü keşfet,
içindeki bilge ile tanış ve aslında yapabileceklerinin farkında ol. Kendini
“gerçekten sevmek” iyileştirici bir güce sahiptir. Kendini sevmiyorsan yaşam
sana bunu, yanlış kişiler, hatalar, kayıplar, çöküşlerle anlatacak… hep dış
dünyada bir açıklama arayacak ama zaman kaybedeceksin, ne yaparsan yap olayın
kökünde “kendinle ve sevmeyle” ilgili bir kök sorun ortaya çıkacak. Bunu çözüp
değişince ise kapılar açılacak. Çoğu insan kendinden saklanıyor kaçıyor, kim
olduğunu aslında bilmeden bir ömrü harcıyor. Başkaları için yaşıyor, kimseye
hayır diyemiyor, hiç kendi olmuyor… Kendini sevmeyi bencillik bile sananlar
var. Kendini sevmek aslında kendini tanımak, anlamak, önemli detayları bilmek,
her kimsen o kişi olmayı seçtiğine bile şükretmektir. İyi ve kötü yanlarınla
kendini olduğun gibi kabul et, sev. Dünya’da sevgisizlik dışında bir sorun
yoktur. Sevgi olmadığı için diğer o bütün sorun gibi gördüğünüz konular oluşur.
Doğuştan gelen hakkın senin kendini keşfetmen ve sevmendir. Sevgiden daha büyük
iyileştirici güç yoktur. Sevgiyi seç. Yargıları, öfkeyi, yıpratmayı, hırsları
bırak ve sevgiyi seç. Başkaları diye bir şey de yoktur; sen varsın zaten
herkeste ve her şeyde. Öz’de herkes birdir. Kendin gibi gör herkesi, öyle sev.
Kendinden yola çık severken, kendini sevince başlayacak her yerde ve herkesten
de sevgiyi görmen, alman…
Özgürleşmeye
ihtiyacın var, bazı şeyleri de bırakmaya… İçindeki gücü ve potansiyeli ne kadar
fark edersen o kadar çok hayatının her alanında dönüşüm seni bulacak. Geçmişte
kalma, olumsuz ne olduysa geçmişte sorumluluğunu sen al. Bu güçtür, bende
değiştirecek güç var demektir.
Şu an hayatında
ne varsa, şu ana kadar neler olduysa “geçmişten gelen inanç ve düşünceler,
kodlar ve kayıtlar” ile ilgili… geçmişi kabul et ama öz içinde iyileştir,
teşekkür et ve bırak. Geçmişte olmuş olan her şey gerekliydi ve bunun için
oldu. Gerekmeyen hiçbir şey seni bulmaz. Hayatında dönüşümün başladığını
“geçmişi” gerçekten bıraktığın an göreceksin. Sır-kök-gerçek geçmişte… Bu
geçmiş hem doğum anında çekmiş olduğun kayıtlar, hem karma, hem aile geçmişi
hem de bilinçaltında hala yaşayanlar… Geçmiş bir bütündür ve bir eğitmendir
fakat ona yerini artık sen çizeceksin. Şu an kimsen ve ne yapıyorsan, bununla
geleceği oluşturuyorsun. Şu an o anlamda çok değerli. Düşüncelerinin,
inançlarının, kelimelerinin, seçimlerinin sorumluluğunu şimdi al. An’ın içinde
şimdi ve tam da şu an’da sırlar gizli.
İçindeki yüksek
güce inan. Şüphe ettiğin her şey yanlış. Saf sevgi ile yaşamına kabul
ettiklerin sana hizmet edecek.
Kendine sor…
Ben kimim…
Nereye
gidiyorum…
Gerçek amacım bu
mu…
Bunu gerçekten
istiyor muyum…
Burada neyi
öğreniyorum…
Amaca giden
yolum doğru mu…
Katlanıyor muyum
yoksa sevgi ile mi yapıyorum…
HAYATI GERÇEKTEN
DEĞİŞTİRMEK
Bu konu tamamen
inanç sistemi, düşünce kontrolü ile mümkün.
İçindeki ses ve
içindeki kök kayıtlar seni ve yaşamını yönetiyor.
Söylediklerini
daha çok dinle, dinlerken sesi aç!
Negatifleri
yakala içindeki dünyanda…
Yüzleş; hep
yüzleştim sanıyorsun ama öyle değil. Kaçışlar da var, gerçekten yüzleş.
Kontrol sende,
kontrol başkalarındaymış gibi davranma kandırmacasından çıkmalısın artık.
TÜM GÜCÜN ELİNDE
OLDUĞUNU BİLMEK BİRÇOK İNSANA HEM HEYECAN VERİCİ HEM DE ÇOK KORKUTUCU GELİR!
İşte tüm karmaşa ve sorun da budur… İnsanlar ana gücü başka yerde aramayı,
kendi içindeki gücü aslında bilmemeyi seçer. Bu durum daha güvenliymiş gibi
davranır ve belki de bu şekilde, bir ömrü harcar.
Bilmek ve
uygulamak o kadar farklıdır ki… “Sorunumun ne olduğunu biliyorum ama
çözemiyorum” bunu yıllardır pek çok kişiden duydum işim gereği… Sorununu o
kişiler aslında çözmek istemiyor, isteyemiyor. O sorun yıllardır onunla
yaşamış, bir “bırakma” korkusu var. O sorun, sorun bile olsa artık onun bir
parçası gibi. Bir şeyin bitişine, gidişine, onu bırakmaya “hazır değil”. .
Kendinden saklanıyor, kendini reddediyor. Çözüm de kendisi aslında. Eğer
kendinden çok kaçarak, tüm bu enerjiyi uzun süre “içinde” bu kadar
biriktirirsen bir gün o enerji seni hem şok ederek, hem çok şaşırtarak, hem
yorarak hem de beklemediğin şekilde olumsuz bir yolla yine sende açığa çıkacak.
Bedende bir hastalıkla, bir çöküşle, bir dönüm noktası ile… Unutmaya çalışmak
çözüm değil kaçış gibi görünen bir “daha çok mıknatıs gibi çekme” durumudur.
Yüzleşmek, direnmemek, gereken dersi almak, bu benim gerçeğimdir deyip
sorumluluğu almak ise daha sonuca götüren enerji akışı sağlar. ANLAMAK ve
AFFETMEK. Zor ama yapılmalı. Yapmış gibi davranmadan, gerçekten yapılmalı.
Eğer bu hayatı
gerçekten değiştirmek istiyorsan, kendine şimdi ihtiyacın var.
Ne istiyorsan,
bu artık sendeymiş gibi yap ve yaşa. Önce zor, saçma ve komik gelebilir. Sonra
gerçek olacak. Hayalle gerçeğin arasında senin sandığın ya da inanmak istediğin
kadar zor geçişler olmadığını göreceksin. Ağzından çıkan her söz etki dolu. O
sözler yayılıyor ve sonra sana doğru içindeki tüm etkileri çekiyor. Zihnin
yasaları ve kuralları var. Bunları öğrenerek yaşamına devam et. Bir kelime
ağzından çıkar, enerji ile dağılır, mıknatıs gibi olay ve konuları çeker sonra
da sana bir “tecrübe” ile geri gelir. Bilge ruhlar artık günümüzde “neler”
dediklerine çok dikkat ediyorlar. Mesela ben seanslarda uzun uzun sorun
dinlemem. Biz sorunun kök kaynağını elbette ki merak ediyoruz ama bir yine de
en çok çözümün, mutlu sonun peşindeyiz. Seansın değerli dakikalarını bu anlamda
soruna ayırmam, çözüme ayırmaya çalışırım. Sorunu bilip çözüme koşmak. Sorunu
es geçmemek ama çözümü derin derin yaşamak.
Suçlamak bir
hapishanedir. Tüm özgürlüğü bitirir. Annem suçlu, patron suçlu, dünya suçlu,
düzen suçlu… Bunlara inandığın sürece “güç sende” olmayacak. Suçlamak başka
olumsuz anı ve insanları oyunda tutmaktır. Oldu ama bana bir yaşam dersi sundu
ve bana bir şey kattı diyebil artık. Bana olan benle ilgili. Buna inana.
Suçlular yok; ben varım. “Bu benim hayatım, olanı kabule geçip yeniden inşa
edebilirim” frekansına geç.
Çoğu insan
sınırlayıcı kişileri etrafında bulundurur. Oysa ki o kişileri de
bilinçaltındaki sınırlardan dolayı yine kendi çekmiştir. Sınırlayıcı kelimeler
bile kullanmak blokajı getirir.
Gün içinde en
çok hangi kelimeleri kullanıyorsun…
Sana insanlar
neler söylüyor…
En çok hangi kelimeler
hoşuna gidiyor…
Neyi duyunca çok
rahatsız oluyorsun…
Sana kötü söz
veya olumsuz kod içeren bir şey söyleyenleri iptal edebilir misin yoksa onlara
mecbur gibi mi yaşıyorsun…
Çocukluğunda
geçen negatif kelimeleri çok sık düşünüyor musun…
Dedikodu yani
karma borcu yaratan konuşmaların içinde misin hep…
Sana güç
vermeyen gereksiz diyaloglara ne kadar zaman ayırıyorsun gün içinde…
Hiç inanmadığın
şeyleri dinlemek zorunda kalıyor musun…
NEGATİF HİÇBİR
ŞEYİ TEKRAR ETME. KES VE AT!
Geçip gitmesine
izin ver, senden çıksın sana etki etmeden… Mecbur değilsin o etkiye veya yüke…
Şikayet enerjisi içeren senin ve başkalarının yaptığı tüm konuşmalar bloke
edicidir. Bunu unutma. Ayıp olmasın diye ben de çok eskiden bazı gereksiz
şeyleri dinlerdim. Bu gün işim gereği dinlerim. İş dışında enerjimi çalacak
insan veya konuşmalara asla zaman ve enerji ayırmamaya özen gösteriyorum.
Başkalarının seni kabul etmesi için yaptığı şeyler, senin kendin olamaman ile
sonuçlanıyor. O olumsuz bir konuşmayı sana aktarmak istiyor; böylece
rahatlayacak sanıyor. Bunu yaparken seni bloke edecek ama… Hayır
diyebilmelisin.
Çok sık tekrar
ettiklerin, bazen de fark etmeden ağzından çıkanlar kalıptır. Kalıplar kök
inanç ve bilinçaltı ile ilgilidir.
ÖZEL ÇALIŞMA
1.
HARARETLİ TARTIŞMA
2.
ÖZEL İLİŞKİ DİYALOĞU
3.
İŞ YAŞAMINDA GEÇEN BİR KONUŞMA
4.
ESKİ DOSTLA GEÇMİŞE DAİR BİR KONUŞMA
5.
KENDİNLE KONUŞMA
Bunları
telefonuna kaydet.
En
sık tekrar edilen kelime, kalıp ve deyimleri keşfet.
Bunları
neden kullandığını bul.
Bunlara
gerçekte hangi duyguyu yüklüyorsun.
Bunlara
aslında inanıyor musun, yoksa mecbur gibi misin…
Gece
uyku öncesi gözler kapalı ve yataktasın…
Temiz
bir cam kova içinde su var.
Tüm
o seçmiş olduğun, konuşmaların içindeki seni şaşırtan, etkileyen ve cımbızlamış
olduğun kelimeleri tek tek gözünde harfleri ile canlandırarak bu temiz suya at.
Kelimeler temiz ve güzel suda eridi. Şimdi bir toprak alan hayal et. Bu suyu
toprağa döktün… Güneş çıktı ve suyu toprakta kuruttu. O kelime ve kalıplar
sende şifalanana kadar bu çalışmaya devam et. Daha pozitife geçtiğinde, konuşma
ve kelimelerin değiştiğinde çalışma misyonunu tamamlamış olacak…
BÜYÜK BİLGE BİLİNÇALTI, SENİN İÇİN ÇALIŞIYOR.
Büyük bir güç olan bilinçaltı, dönüşüm macerasında hep başroldedir.
Bilinçaltı yargıda bulunmaz.
Kabul eder ve fikri tartışmaksızın yürürlüğe koyar.
Hep evet der…
Korktuğun ya da aslında saçma bile bulduğun bir şey, bilinçaltına kod ve
kayıt olarak girilirse işleyiş başlar.
İtaati seven bilinçaltı, sana hep bir şeyler sunmayı sever…
İçsel bütün konuşmalarını bilir ve bunları kullanır.
Gerçek mi hayal mi diye hiçbir şeyi ayırmaz…
“Senin başkalarında gördüğün şeyler de aslında sensin” bilinçaltına
göre…
Olumsuzları da alıp kayda girer. Buna çok dikkat edilmeli!
MUTSUZ VE BAŞARISIZ İNSANLARIN KULLANDIKLARI KELİMELERE DİKKAT ET!
Bu bölümde neler demek istediğimi, o zaman daha da net keşfedeceksin.
BİR DE BAŞARILI, MUTLU VE LİDER RUHLARIN KONUŞMALARINI TAKİP ET!
Orada tutkuyu, olumsuzun yerine koyulan olumluyu, heyecanı ve yapıcı
enerjiyi çok net seçebilirsin.
Kendini sevmek en basit kuraldır ve en etkili. Ne okursa oku, neyi
denersen dene, kimle çalışırsan çalış sonuçta hayatında o çok beklediğin
değişim-dönüşümü yapacak kişi sensin. Bu yola çıkarken altın kural önce kendini
sevmek. Bugün birçok büyük şirketin bile batışının arında sevgisizlik var. İki
ortak aslında artık birbirini sevmiyor ve o enerji işe geçiyor; kötü son
geliyor. Bunu keşfedemeyen insanlar, sorunun kaynağını başka yerlerde ya da
daha karmaşık detaylarda arıyor. Sevgi ile her şey iyileşir; para, kazanç,
hastalık, ilişkiler… Sevgisiz olan her şey ise kesin olarak kötüye gider. Ne
olduysa sen kendini sevmediğin ya da az sevdiğin için oldu. Kendini sev
gerçekten ama… Mucizevi kapılar böylece açılacak. Basit görünüyor değil mi… En
zoru bu, en basiti de bu. En etkilisi de bu! Sevgi layık olmak, layık
görmektir. Hak ettiğine inanmaktır. Hak ettiğine inandığın her şeyi
çağırmaktır…
DÖNÜŞTÜRMEK:
Bir şeyden nefret edersen o dönüşmez. Hatta yaşam dersi alınmadığı için,
daha da çok yaşamında kalır ve sana etki etmeye devam eder. Gitmesi veya
bitmesi gereken bir şeyi bile sevmen, sevgi ile kuşatman gerekir. O zaman
enerji yerine oturur ve konu dönüşür. Olumsuz enerji direncin devamıdır… Sürer
yani konu. “Bu konuyu sevgiyle kabul ediyorum” diyerek, ne olursa olsun sevgi
enerjisi yolla oraya. Şifalandır. O zaman istediğin son ve sonuç sana çekilir.
Hep hatırlanacaklar listesi:
DÖNÜŞÜM: bir şeye artık o eski ve aynı tepkiyi
vermemektir!
KENDİNLE İLGİLİ İNANDIĞIN HER ŞEY: GERÇEK OLUR.
Ruh, ihtiyacı olanı bilir. Ruh sana zaten rehber olacaktır.
Negatif tüm inançların yeniden programlanabilir, sakın merak etme.
Olumlama yapmak ve dinlemek; diğer birçok uygulamadan üstündür.
Şüpheye hep kısa kalacak bir misafir muamelesi yap.
Aşırı sorgulama, vazgeçme eğilimidir.
İnsanların senin hakkında düşündükleri ile meşgul olman, dönüşüme ket
vurmandır.
Dönüşüm içte başlar ve dışa yansır. Dışta da çok net görüldüğü zaman
artık ikna olabilirsin.
Düşüncen, titreşim ile senden çıkıp yine sana dönecek… Bunu hep hatırla.
Neyin bitmesi ve neyin gitmesi gerektiğini bulman için: iç dünyanı iyi
bilmen gerekir.
Suçluluk duygusu geçmişi simgeler ve yine bir blokajdır, kendini suçlama.
Bu enerjiyi de serbest bırak.
Suçluluk hissi asla çözüm getirmez, yeni sorun ve çöküşler getirir. Çoğu
kişi bu hissi yaşayarak aslında kendini cezalandırıp rahatlayacağını sanarak
bunu yapar. Oysa ki bu tutum, gelebilecek tüm olumlu yenilikleri iptal eder.
Seni üzen ne varsa bırakabilmek, yaşamına sahip çıkmandır.
Niyet etmek en saf ve iyi başlangıçtır. Yolu açmak ve yola çıkmış
olmaktır. Niyet başlayınca, ruh bir ilerleme kaydedecektir.
İçindeki duyguları açığa çıkar, akışı başlat.
Bir şey olduğunda, seni bulduğunda buna mutlaka şükret, teşekkür et. İyi
ki oldu ve geldi. Sana bir şey sunacak, bunu al.
Acı; fiziksel veya manevi… Bir şey anlatmak için gelir. Mesajı bul ve
oku. Sana sevgi ile bir eksiklik veya sorunu anlatır. Bu gelen sembolik
anlatım; sana değişim için bir fırsat sunar.
Her ne olduysa; affetmezsen kendi içindeki yıkım devam edecek.
Kendini artık geçmişinden kurtarıp affetmeye hazır ol.
Ruhsal bir yolu mutlaka takip et.
Affetmemek onları asla cezalandırmıyor ama seni cezalandırıyor. Seni
geçmişte tutuyor, o kötü anı yeniden yaşatıyor, bloke ediyor, sevgisizlik
enerjini büyütüyor…
Çöküş yoktur: dersler vardır.
Her ne yaşıyorsan: yolculuğunda öyle gerektiği için oluyor, sana
geliyor…
Ruhsal benliğinde sen güç dolu ve mükemmelsin, bunu unutma.
Problem diye bir şey yok; hepsi değişmen için gelen şans ve fırsatlar.
İyimser son ve sonuçları daha çok imgele ve canlandır.
Seni hep bir sorun olduğuna inanarak yetiştirecekler, sen ise sorunları
fırsata dönüştürerek hayat oyununda kazanacaksın.
Neyin ya da kimin değişmesini istiyorsan; ona karşı ilk sen
değişeceksin.
Yeterince sevginin olduğu her yerde; her zorluk aşılır.
İYİLEŞME RUHUNDA BAŞLAR.
Bilinçaltı Dönüşümü
Geçmiş Yaşam Şifası
İlişki Şifalandırması
Bereket Çalışması
Çakra Açma
Kişiye özel Spiritüel Enerji Uygulaması
Aşk Şans Bereket Dilek TILSIMLARI
Instagram: tugceisinsu
Twitter: tugce_isinsu
Facebook: Tugceisinsuofficial
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.